Kedi ve Köpeklerde Alkali Beslenme ve Alkali Su: Gerçekten Gerekli mi?

Son yıllarda “vücudu alkali tutmak” kavramı insan beslenmesinde olduğu kadar evcil hayvan dünyasında da sıkça konuşulmaya başlandı. Bazı kaynaklar alkali suyun veya alkali beslenmenin bağışıklığı güçlendirdiğini, toksinleri uzaklaştırdığını ya da idrar yolu hastalıklarını önlediğini iddia ediyor. Ancak bilimsel açıdan bu iddiaların çoğu net olarak kanıtlanmış değil.
Evcil dostlarımızın sağlığını korumak için yeni gelişmeleri takip etmek elbette önemli fakat onların biyolojik gerçekleriyle örtüşüp örtüşmediğini bilmeden uygulamak oldukça riskli.
Kedi ve köpeklerde de tıpkı insanlarda olduğu gibi kan pH’sı oldukça hassas bir dengededir. Bu dengeyi böbrekler, akciğerler ve karaciğer birlikte kontrol eder. Yani hayvanın içtiği suyun veya yediği gıdanın pH’sı, kan pH’sını anlamlı şekilde değiştirmez. Ancak idrar pH’sı, beslenmeye bağlı olarak kısa vadede değişebilir. Biz veteriner hekimler teşhis ve tedavilerimizde idrar pH’sının değişikliklerini takip ederiz. Bazı taş türleri asidik ortamda, bazıları ise alkali ortamda oluşur. Dolayısıyla idrar pH’sındaki değişiklik hastalık hakkında bize fikir verebilmektedir. Tedavilerimizde de kontrollü şekilde kullandığımız ilaçlarla idrar pH’sını değiştirebilmekteyiz.
Alkali su nedir?
Suyun pH değerinin 7’nin üzerinde olmasıdır. Özel cihazlarla ya da mineral katkılarıyla bu değer yükseltilmektedir. Bazı hayvan sahipleri alkali suyla kedilerinin veya köpeklerinin daha fazla su içtiğini fark ettiklerini söylemektedirler. Suyun pH’sının değişmesi tadını da etkiler ve bazı hayvanlara bu cazip gelir. Ancak burada esas yarar su tüketimindeki artıştan gelmektedir. Bol su içen hayvanların idrar yolları daha düzenli çalışır. Bu nedenle “alkali su işe yaradı” sanılabilir ama aslında asıl etkili faktör vücudun ihtiyacı olan suyun karşılanmış olmasıdır.
Kontrolsüz şekilde alkali su içirilmesi bazı hayvanlarda istenmeyen sonuçlar doğurabilir. Özellikle idrar taşı geçmişi olan kedilerde veya köpeklerde idrarın fazla alkalileşmesi struvit kristallerinin oluşumuna yol açabilir. Bir başka etkisi ise sindirim sistemi üzerine olmaktadır. Sindirim enzimlerini olumsuz etkilemekte, gıdaların parçalanması ve besin emilimi için gerekli olan mide asiditesini değiştirerek sindirimin bozulmasına yol açmaktadır. Ayrıca alkali suyun içeriğindeki kalsiyum, magnezyum, potasyum gibi minerallerin aşırı alınmasına bağlı olarak elektrolit dengesi bozulmakta, böbrek ve kalp gibi organlarda ciddi sağlık sorunları karşımıza çıkabilmektedir. Diş sağlıkları açısından da uzun süreli alkali su kullanmanın dişler, diş etleri ve ağız içerisindeki doğal savunma sistemi için yüksek pH’ya bağlı istenmeyen sonuçlara yol açabileceği bildirilmektedir.
Bugüne kadar yapılmış çalışmalar alkali suyun kedi ve köpeklerin genel sağlığı üzerinde anlamlı ve sürekli bir yarar sağladığını göstermemiştir. Bazı sağlık sorunlarında veteriner hekim kontrolünde idrar hafif alkalileştirilmektedir. Bu da ilaçlar veya özel diyetlerle gerçekleştirilmektedir ve veteriner hekimin onayı olmadan evde deneme-yanılma yoluyla yapılabilecek işlemler değildir.
Hastalarımıza yaklaşımımızda öncelik her zaman bilimsel kanıt ve bireysel gereksinimleridir. Sağlıklı bir kedi veya köpeğe rutin olarak alkali su vermek mevcut bilimsel bilgiler ışığında gerekli değildir aksine bazı durumlarda zararlı bile olabilmektedir.
Su tüketimini artırmak istiyorsanız, suyun taze olmasına, kabın temizliğine, gerekirse akışkan su sistemleri (kedi çeşmeleri gibi) kullanmaya odaklanmak çok daha güvenli bir yaklaşımdır.
Sonuç olarak alkali su veya alkali diyet kavramları kulağa sağlıklı ve modern gelse de kedi ve köpekler için bu iddiaların bilimsel dayanağı zayıftır. Sevimli dostlarımız için önemli olan dengeli beslenme ve düzenli veteriner hekim kontrolleridir. Trendlerin değil, biyolojinin sesini dinlemek her zaman en doğru yoldur.